Omuz eklemi vücudun en geniş hareket yapan eklemi olmasına karşın, en sık çıkan büyük eklemidir. Bu eklem; üç temel ve iki fonksiyonel olmak üzere, toplam beş eklemden oluşur. Diğer eklemlerle karşılaştırıldığı zaman omuz ekleminin sağlamlığı kemik-kemik bağlantısından ziyade yumuşak dokular tarafından sağlanır. Omuz çıkığını akut ve tekrarlayan omuz çıkığı olarak ele alabiliriz.
A. AKUT OMUZ ÇIKIĞI
Akut Omuz çıkığı nasıl ve kimlerde oluşur?
Omuz çıkığı her yaş grubu hastalarda karşımıza çıkabilir. Omuz çıkığı sıklıkla öne, nadirende arkaya ve aşağıya doğru gelişebilir. Çıkık mekanizması genellikle el açık pozisyondayken düşmelerde veya omuzun dışa zorlanmalarında meydana gelir. Omuz eklemi yerinden çıktığı zaman omuzun ön tarafında bir şişlikle beraber dayanılmaz düzeyde bir ağrı meydana gelir. Bu durumda hastanın omuz ve kolunu hareket ettirmesi mümkün olmaz.
Genç yaşlarda İlk kez omuz çıkığı görülen bir hastanın tedavisi kapalı olarak eklem yerine oturtulduktan sonra iyileşme için üç hafta kol askısı kullanması yeterli olur. Genç hastalarda omuz yapılarının sağlam olması nedeniyle çıkık gelişimi için bazı dokuların yırtılması gerekir. Bunlardan en sık görüleni labrum denen kıkırdak desteğin kemiğe yapışma yerinden ayrılmasıdır. Ayrıca omuz kapsülündeki gevşemede çıkı-yarı çıkık nedenlerdendir. Bu yapıların hasar görmesi nedeniyle omuz çıkığının ilk oluş yaşı 20’den küçük ise bu hastada tekrardan omuz çıkığı görülme ihtimali %90’dır. Ancak ilk omuz çıkığı 40 yaş üzerinde ise tekrardan omuz çıkığı görülme ihtimali %10’lara kadar düşer.Tekrarlayan çıkıklar omuz ekleminde bozulma ve kireçlenmelere neden olurken omuz çevresi adele ve tendonlarda kalıcı hasarlar oluşturabilir. Ayrıca beklenmeyen zamanlarda oluşan omuz çıkıkları ek sakatlıklara da neden olur. Bütün bu nedenlerle tekrarlayan omuz çıkıklarında cerrahi tedavi önerilir.
Yaşlı hasta grubunda ise genellikle omuz eklem çıkıklarına kırıklar da eşlik edebilir. Yaşlı hastalarda bu çıkıklar, cerrahi yolla veya anestezi altında oturtma yöntemiyle tedavi edilirler ve özel durumlar dışında çıkıkların tekrarlama ihtimali azdır.
B.TEKRARLAYAN OMUZ ÇIKIĞI
1- Travmatik Çıkıklar
İlk çıkık genellikle ciddi bir travma sonrası oluşur. Daha sonra özellikle 30 yaş altı hastalarda günlük aktiviteler sırasında çıkık veya yarı çıkıklar oluşabilir.
Çıkıkların tekrarlaması, hastanın korku duymasına, omuzunda çıkık endişesi yaşamasına ve günlük aktivitelerinde kısıtlama yapma gereği duymasına neden olabilir. Bu tip vakalarda cerrahi tedavi gerekir. Ancak, tekrararlayan omuz çıkıklarında bazen kapsül gevşekliğine bağlı olarak yırtık olmadan da eklem çıkabilir. Bu gibi durumlarda öncelikle fizik tedavi yöntemleri ile omuz çevresi yapıların güçlendirilmesi denenmelidir.
Ama özellikle travma sonrası omuz çıkığı meydana geldiği zaman omuz eklemini yerinde tutan tendon ve kapsülü yapıları kemikten ayrılır. Omuz başı bu yırtık alandan eklem dışına çıkar, Buna “Bankart Lezyonu” adı verilir. Omuz çıkığı ile birlikte başka yapılarda zarar görebilir. Tüm bu hasarın tamiri Artroskopik yöntemle kapalı olarak tedavi edilebilir. Bu özelliklerinden dolayı tıp literatüründe bu tür çıkıklar Travmatik, Unilateral, Bankart lezyonu, Surgery nin baş harflerinden oluşan TUBS instabilitesi olarak da adlandırılır.
Tekrarlayıcı omuz çıkıklarının % 90’ı klasik travmatik çıkıklardır. İlerleyen vakalarda çıkıklar çok kolay olabilmekte ve hastalar genellikle omzunu kendileri yerleştirmeye başlamaktadırlar. Bu durumda da tek tedavi seçeneği cerrahidir.
Artroskopik Ameliyatla Bankart Tamiri
Bankart tamiri, açık ya da kapalı (yani artroskopik) olarak yapılabilir. Glenoid kenarından sıyrılmış olan ön taraftaki labrumun yerine dikilmesi işlemidir. Bu işlem genellikle ankor denilen çapaların glenoid kenarına yerleştirilmesi ve bu çapalardan çıkan ipler yardımıyla labrumun yerine dikilmesi ile yapılır. Bu işlemin omuz artroskopisi ile kapalı olarak yapılması sonrasında oldukça başarılı sonuçlar elde edilir.
Artroskopik cerrahi yöntemler teknolojik ekipman gereksinimi gerektiren ve oldukça zor ve özel bir eğitim gerektiren bir işlemdir. Ancak bunun yanısıra açık cerrahiye göre; omuzdaki ek patolojilerede müdahale edilebilmesi, hastanede yatış süresinin kısa olması, yara bakımını gerektirmemesi, doku iyileşmesinin daha hızlı olması, hasta konforunun yüksek olması, ameliyat sonrası ağrı şikayetlerinin daha az, fizik tedavisinin kolay olması ve omuz ekleminde hareket kısıtlılığı oluşma ihtimalinin düşük olması gibi birçok avantajı mevcuttur Günümüzde artroskobik cerrahi % 85-90 civarında başarı sağlanır.
Omuz artroskopisi bu bölgesinde açılan 1 cm büyüklüğünde 3 veya 4 delikte ekleme ulaştırılan kamera ve çeşitli aletlerle yapılır. Bu ameliyat sonrasında kol 4 hafta askıda (velpau bandajı) kalır bu askı ile yemek yeme, bilgisayar kullanma yazı yazma gibi işlemleri gerçekleştirebilir. Bu sürede günde 3 kez verilen omuz egzersizleri kontrollü bir şekilde yapılır. Hasta 5-10 günden sonra kişisel bakım ve günlük temel aktivitelerini gerçekleştirebilir. 4-6 haftalarda kısmi aktif hareketler başlanır. 6-10. Haftalar sonrasında ise aktif hareketler yaptırılır. 10 ve 12. haftalar sonrasında ise omuz hareketlerinden fırlatma hareketi dışındaki tüm hareketler serbest bırakılır. 12-16. haftalardan sonra ise tüm hareketlere izin verilir. Hastanın basit sporlara (kolu baş üstünde kullanması gerekmeyen spor dalları, futbol ve benzeri)16. haftada izin verilir. Ancak hasta basketbol voleybol ya da tenis gibi spor dalları ile profesyönel ya da amatör olarak ilgilenen biri ise bu spor dalları kolun baş üstü pozisyonunda yoğun kullanıldığı bir uğraşı olduğu için, bu sporlara tam aktif dönüş süresi 6 aydan sonradır.
Artroskopik tedavinin uygulanamadığı hastalarda yırtık olan labrum, açık tekniklerle yerine dikilebilir. Her iki tedavide de doku iyileşmesi açısından fark yoktur. Açık tedaviler, yara bakımı gerektirebilen ve ameliyat sonrası hastanede kalış süresi birkaç gün daha uzayabilen tedavilerdir.
2- Atravmatik Çıkıklar
ilk çıkığın önemli bir kaza olmadan, günlük hareketlerde yapılan fazla zorlama sonrası (kolu çevirmek, fırlatma, ters bir hareket yapmak gibi) ortaya çıktığı, hem arkaya hem öne çıkabilen, genellikle her iki omuzda görülen, tedavisinde önceliğin fizik tedavi olduğu ve operasyonunda da kapsül daraltma operasyonlarının yapıldığı çıkık tipidir.
Bu hastalarda omuz çok kolay çıkmakta ve yerine girmektedir. İyi ve deneyimli ellerde yapılan fizik tedavi ile % 80 tedavi olmaktadır. Fizik tedaviye cevap vermeyenler ise cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.
3- İstemli Çıkıklar
Hastalar omuzlarını istemli olarak öne ve arkaya çıkarıp yerine yerleştirebilirler. Alt zeminde psikolojik sebepler vardır. Bu hastaların öncelikle istemli çıkık yapmaktan vazgeçmeleri gerekir. Bunun için bazen psikolojik tedavi gerekebilir. Buna rağmen çıkığı devam eden hastalara fizik tedavi uygulanır, buna rağmen belirli hareketlerde çıkık oluşuyorsa cerrahi tedavi denenebilir fakat cerrahi tedavi başarısı oldukça düşüktür.